Wednesday, March 31, 2010

2010 Stockholmde Kis

Bu aralar havalarin biraz biraz duzelmesiyle beraber bende tekrar kendime gelmeye basladim. 2010 kisi hayatimda gordugum en zor kisti. Araligin sonu gibi Turkiyeye gidip geldigimden beri, yani yaklasik son 3 aydir havalar surekli -10 civarindaydi ve surekli kar yagiyordu. Kendimi az kalsin kutup ayisi ilan edip, ver elini dogal yasam deyip salacaktim. Ama sabrettim ve kazandim, hahaha. Sonunda bahar gelmeye basladi. Bu aralar havalar 3-5 derece arasinda gidip geliyor. Ama bana Adananin 20 derecesinde aldigim tadi veriyor bu sicaklik bile.

Aslinda Araligin sonundan beri cok seyler oldu Isvecte. Sondan geriye dogru gitmek gerekirse ermeni soykirimi olayi burda yasayan biz Turkleri cok uzdu. Burda yasayan ve Isvec vatandasi olan Turklerin arasinda oy kullanma orani 15% leri gecmezken, buranin siyasetcilerininde bizi pek onemsemeyeceklerini tahmin etmek zor degildi. Aslinda, bence Turkiye Cumhuriyeti devletinin, bu sozde soykirim olayini kabul eden ulkelere karsi tazminat davasi acmasi lazim diye dusunuyorum. Ellerinde bilimsel ve objektif deliller olmadan, Turkiyeyi nasil oluyorda boyle bir sucun altina itiyorlar anlayamiyorum.

Isvecte yasayan bir Turk olarak ben bundan cok etkilendim. Mesela, is yerinde cok samimi oldugum 2 arkadasimla bu konu yuzunden tartismak zorunda kaldim. En sonuda anladimki, adamlar bizi dinlemek bile istemiyorlar. Ben ne dersem deyim, adamlar inanmiyor ve "bu olmustur" deyip isin icinden cikiveriyorlar. Sonra alsana sinir, stres, suclamalar; acikla aciklayabilirsen. Bu olay son zamanlarda baya bir moralimi bozdu aslinda, gecenlerde Stockholmun merkezinde bir tepki gosterisi yapsakta, artik is isten gecmis, uzerimize bir camur daha atilmisti. Avrupada Turk olmak cok zor anliyacaginiz.

Bu olaylar disinda son 3 ayda, 2 defa Isvec disina cikma sansim oldu. Belcikanin baskenti Buruksel ve Letonyanin baskenti Rigaya gittim hafta sonlari icin. Ocak ayinin sonunda aslinda avrupada hic bir yer guzel olmuyor, nede olsa heryerde kar kis. O yuzden havalar cokta gezmeye, eglenmeye el verisli degildi. Yinede aklimda kalanlar Burukselden cikolata ve guzel bir sehir. Az cok Parisi andiran bir hayat, insanlar ve dil. Rigadanda, avrupada bir Rus sehri aklimda en cok yer edenlerdi. Rigaya daha oncede gitmistim ama bu sefer hava daha soguktu. Bir Adanali olarak tabiki en buyuk dertlerimdan birisi hava durumu. Ama bu kis anladimki, ben cidden boyle bir iklimde yasayamam. Eger Stockholm ard arda 2-3 kisi bu sekilde gecirirse, ciddi ciddi burdan tasinmayi dusunurum.

Is hayatindan bahsetmek gerekirse; HP de product manager olarak calisiyorum yazdan beri. Masterdan sonra ise basladim ve cok rahat ve zevkli geciyor gunlerim. Isvecte calismak bence dunyanin en iyi calisma sartlarina sahip olmak anlamina geliyor. Extra time yok, eger olursa hakkini kat kat alirsin, stres yok, bir suru mudur yok, seni ve teknolojiyi anlamayan  para babasi patronlar yok, surekli birilerine yalakalik yapmak zorunda degilsin ve kati sartlar yok. Kilik kiyafet, sac sakal tamamen serbest, insanin sadece bilgisine ve tecrubesine deger veriliyor. Hangi ulkeden/sehirden geldigi, ailesi, siyasi gorusu falan hic kimsenin umrunda degil. O yuzden Turkiyeden sonra burda calismak bana cok rahat geliyor.

Simdilik is, hayat, saglik, moral hersey yolunda, oyle saniyorumki havalarla beraber benimde piskolojim duzelecek ve normal halime geri donecegim. Bu arada asagida gordugunuz birinci ve ikince foto Bürükselden, en altdaki foto ise Rigadan bir manzara.