Tuesday, January 26, 2010

Adana Portakalı


Yılbaşı tatili için Türkiyeye gittiğimde Adanada akrabalarımıda ziyaret etmiştim. Dayımla bir konuşmam sırasinda en yüksek kalite portakallarını (washington portakalı diyede bilinir) kilosu 40 kuruştan yani 2 SEK den sattığını anlatmıştı bana. Bütün bir yıl o bahçenin derdini çekip, sulayan, ilaçlayan, bekleyen, büyüten adamlar sıra satmaya geldiğinde bence hiçte hak ettikleri parayı alamıyorlar ve bu pek adil değil bence. Çiftçiyi daha çok koruyan kanunlara ihtiyacımız var. Bu olay nerden aklıma geldi derseniz, az önce evime geldim ve gelirken mahallemdeki markete ugrayip birseyler aldim. O sırada fark ettimki portakal, limon falan ne kadarda pahalı Isveçde (fotografta portakal cikmamis ama fiyati 26 SEK falan dı, yani yaklaşık 5 YTL). Ülkemizde emeğiyle cabasıyla birşeyler yetiştiren insanlarimiz keşke yurt dışına daha karlı bir şekilde mallarını satabilseler. Böylece hem çiftçimiz kazansa hemde fiyatlar buralarda böyle yüksek olmasa.

Sunday, January 24, 2010

Sakta Vi Gå Genom Stan

Gecen yaz KTH de İsveçce kurslarım sirasinda bazi Isvecce sarkilarda ogrenmistik. Ama nedensi Sakta Vi Gå Genom Stan adli parcayi cidden cok sevdim. Sarki Stockholm yesilken cok guzel olur, aman hayat soyle guzel boyle guzel uzerine kurulu, ama ben yineden melodisini ve tarzini cok hos buluyorum. Eger sizlerde farkli birseyler dinlemek isterseniz, İsvec klasiklerine bir goz atmanizi tavsiye ederim. Birde, Norveçli Sissel den Koppången adlı parcayida dinleyin, bence oldukca basarili bir calisma.

Saturday, January 9, 2010

Domuz Gribi Ol İnsallah

Bu aksam bizim Gökhan ve koridordan arkdaslarımız Håkan ve Per'le beraber cok neseli anlar gecirdik. Bolbol gitar caldik ve sarki soyledik. Hem Türkçe hemde İsveçce sarkilar calip-soyleyen hicde fena olmayan bir muzik ekibi olduk aslinda. Sizlerlede bu geceden bir parca paylasmak istiyorum...

Friday, January 8, 2010

Isvec Türk Üniversiteliler Dernegi


Iki haftalik Turkiye tatilinden sonra tekrar geldik Stockholme is basina. Cok ilginctir Adanada +20 derece falandi hava ve hasta oldum, biraz usuttum galiba, ama sonra Isvece geldim burada -20 ama su anda gayet saglikliyim. Bugun ogle yemeginde patronum Helena "artik sende Isvecli oluyorsun, genlerin degisiyor" diye takiliyordu bana bu olayin ardindan.Oyle guzel bir tatilden sonra calismakta oldukca zor geliyor, bunu daha iyi anladim. Neyseki is temposu henuz %100 degilde sosyal aktiviteler yapmak icin biraz zamanim vardi gecen hafta.



Yilbasi gecesi arakdaslarla verdigimiz Turk partisi, ardindan Adanali hemserim ve KTHde PHD yapan, Hakanin evinde duzenlenen cig kofte partisi ve en sonda Isvec Turk Ogrenciler Dernegi (TSAF) in her ayin ilk carsambasi duzenledigi sosyal aktivite sayesinde bir cok arakadasimla gorusme imkanim oldu. Isvec cok bogucu bir yer oldugu icin, ne kadar sosyal aktivitelere katilirsaniz sizin icin o kadar iyi olur. Yoksa kisin karanlikta ve sogukta evde oturarak zaman gecmez hemde depresyona girersiniz. O yuzden size tavsiyem burdaki Turk networkune katilin ve arkadaslar edinin.

Bu tur aktivitelere katilmak icin Stockholmdeki uygun topluluklardan biriside TSAF. Bende o gruba uyeyim ve aktivitelerine surekli katiliyorum. Isvece gelecek olan arakdaslarinda, Stockholmde oluyor bu etkinliklerin cogu, gelip aramiza katilmalarini siddetle tavsiye ediyorum. Bu kadar egitimili ve aktif  Turk gencini bir arada, helede Isvec gibi biryerde bulmaniz cokda kolay bir is degil. O yuzden bu aktiviteleri firsat bilip cevrenizi genisletin derim.