Friday, February 27, 2009

Master Tezi Icin Sirket Bulmak

Isvecdeki master egitimimi tamamlamak uzereyim, sedece 3-4 ayim kaldi ve yasadigim zorluklardan biriside tez icin sirket bulmakti. Isvece master egitimi icin gelen ogrencilerin en buyuk dertlerinden birisidir master tezini yazmak icin sirket bulmak. Cunku sirketlerden bazilari Isvecce konusmanizi isterler- ben KTH de yaz kurslarina gittim ve interemediate seviyede Isvecce biliyorum ama bu bile yeterli degil- yada sizin bolumunuze uygun olmayan konularda isler teklif ederler. Aslinda Stockholmde olmanin en buyuk avantajlarindan biriside, burda bir cok firmanin bulunmasi dolayisiylada en azindan diger sehirlere gore daha cok imkan sunuyor olmasi. O yuzden ufak sehirlerde tez icin sirket bulmak bence Stockholme gore en az 2-3 kat daha zordur.

Gelelim benim yasadiklarima ve size tavsiyelerime. Benim master yaptigim alan girisimcilik oldugu icin ister istemez bir cok farkli event, toplanti, egitim gibi etkinliklere katilma sansim oldu. Ve bu eventlerde tanistigim insanlarla iliskilerimi her zaman guclu tuttum. Insanlarla olan iliskileriniz bence her zaman en onemli etkendir biryerlere gelebilmekte. O yuzden ikili iliskiler kurun ve cevrenizi genisletin. Bir diger tavsiyemde aktif olun. Isvec ozellikle kisin cok donuk bir yerdir. Karanliga, kisa kendinizi kaptirmayin. Surekli aktif olun ve cevrenizde olup biten kariyer eventlerine, topluluklara, gruplara, egitimlere, workshop lara katilmaya ve ordan cevre yapmaya calisin.

Diger bir tavsiyemde, iyi bir CV ve Cover Letter yazip sirketlere yollayin. Size o anda uygun olan isler olmasa bile; "I have seen your company's web site and what you are doing is really interesting for me" gibisinden bir mail le CV nizi ve Cover Letter inizi yollayin. Emin olunki seveceklerdir. Ama bunu yaparken cok dikkatli olmaniz lazim, sakin asiriya kacmayin -unutmayinki bu sirketler ogrencilerden surekli bu tur mailler aliyorlar-.

Benim bolumumde yaklasik 20 kisi var ve bunlardan sadece 3-5 tanesi sirketlerde master tezi yapabilme sansi buldular ve tez bulmalarindaki en buyuk nedenler

1- Kisisel iliskiler
2- Guzel bir CV ve Cover Letter la yapilan basvurular
3- Ne istedigini bilen ogrenciler olmalari

Bence sizde Isvecde egitiminizi bitirmeden once tezinizi bir sirkette yazmaya calisin. Bu sayede hem tecrube kazanmis olursunuz hemde ilerisi icin is imkanlarinizi artirirsiniz.

Hepinize basarilar dilerim

Saturday, February 7, 2009

Facebook ve Ilk Okul Arkadasim

Son 1,5 senedir hayatimizda bir facebook cilginligi var gidiyor. Ben bir bilgisayar muhendisi olarak, ve web2.0'i da cok yakindan takip etmis birisi olarak kesinlikle Facebook un, web2.0 kervaninin en basarili girisimlerinden birisi oldugunu ve hak ettigi yerde oldugunu dusunuyorum. Benim gozumden Facebook'un tarihi soyle; Facebook avrupada ve Turkiyede ilk yaygin olmaya basladiginda aslinda insanlar tam anlayamadilar facebook un asil amacini. Insanlarin bir cogu profil olusturup, yeni insanlarla tanisacagini, aynen yonja, hi5 yada siberalem benzeri birsey zannetti. Ama zaman biraz gecipde her yeni bir gun eskiden taniyipda uzun suredir gormedikleri insanlara ulastikca anladilar facebook un aslinda ne icin oldugunu. Ve bu acidan zaten facebook bir ilk, yani diger butun social networking siteleri yeni insanlarla tanismayi, sevgili bulmayi, yeni is bulmayi, yeni yerler, yeni mekanlar bulmanizi saglarken, facebook eski arkadaslarinizi bulmamizi sagladi.

Bunun benim icin en guzel orneklerinden birisi ilk okul arkadasim Gulsahin profilinde buldugum iste bu fotograf oldu. Ilk okuldan beri gormedigim bir arkadasimin profilinde kendime ait birseyler buldum. Cok sevindim, ve cok sasirdim aslinda.Benim icin cok hos bir an oldu, ve ilk okul gunlerimi hatirladim birden. Insanin eski dostlarini surekli takip edebiliyor olmasi aslinda bence cok faydali birsey. Gel gelelim "ne kadarda faydali bir sey bu facebook, yeterki kullanmayi bilelim" diyesi geliyor insanin.

Friday, February 6, 2009

Suşi

Gecenlerde Gökhanla işsiz bir gunumuzde aramizda aynen su konusma gecti;

Gokhan: Abi biz cok kazmayiz surekli kebap yiyoruz
Alper: Ben memnunum valla, Adanada olsam her gün yerim
Gökhan: Lan olum, o kadar yurt dısında kaldık bir başka ülkenin yemegini yemedik nerdeyse
Alper: Haklısın aslinda biz biraz kazmayiz
Gökhan: O zaman kazma olmadigimizi kanitlamamiz lazim
Alper: Ne yapalim
Gökhan: Bundan sonra her ay baska bir ülkenin mutfagindan yemekler deneyelim, bu ayda suşi ile baslayalim
Alper: Emin misin?
Gökhan: Gel gel

Iste bu konusmanin ertesi gunu ogle yemeginde Gökhanla beraber suşi yemege gittik. Aslinda davulun sesi uzakdan hos gelirmis derlerya, aynen bizede suşi nin kokusu uzakdan hosgeldi galiba. Ben zaten Adanali biri olarak, Türk mutfagindan baska bir mutfagi (Italya haric) pek begenmiyorum ama oldu olacak bir deneyelim dedik, kazma olmadigimizi kanitlamak icin. Ve fotografinida gordugunuz değişik suşi ceşitlerinden; "abi cek ortaya bir karişik" hesabi aldik. Benim favorim en bilinen türü yani; pirinç üzerine yatırılan çiğ balıkla yapılan nigiri suşi oldu. Aslinda bu Japon mutfağında sirkeli pirinç pilavı ile hazırlanan yemekler değişik bir tad veriyor insana ama benim en son kararim; zorda kalirsam yerim ama normalde yemem.

København Denmark - Kopenhag

Yaklasik 1 ay once Kopenhagi ilk kez ziyaret etme firsatim oldu. Aslinda bence hicde iyi bir fikir degilmis Danimarkaya kisin gitmek. 1,5 senedir Stockholmde yasiyorum, o gun kadar soguk bir gun gormedim burda. Iklim olarak cok kuru ve oldukca sert bir kisi oldugunu dusunuyorum Kopenhagin. Sehir merkezine ilk geldiginizde sanki cok buyuk bir sehre gelmis gibi bir izlenim hissediyorsunuz ama aslinda o kadarda buyuk bir sehir degil Kopenhag. Nufusu nerdeyse 1,5 milyon olan bu sehirde merkezdeki yollar o kadar buyuk ve genis yapilmiski, sanki cok kalabalik cok buyuk bir sehirmis gibi algiliyor insan.

København, Dancada ticaret limani, tuccar limani falan gibi birsey demek. "Havn" Danca'da "harbour/liman" demektir. Adindanda anlasilabilecegi gibi bir liman sehri olan Kopenhag bence yazin cok guzel bir sehir olacak ama benim gittim donemde, Ocak ayinin ortalarinda bir gundu, kara kis vardi ve oldukca soguktu hava. Disarida 1 saat yurumek insani nerdeyse sogukdan donduracak seviyeye getiriyordu. Ama genel olarak yinede cok eglendim ve ilginc bir sehirdi. Tarihden getirdigi bir cok mirasi var. Mesela Isvec-Danimarka arasindaki savaslardan kalma cok guzel yerler, yapitlar, eserler mevcut. Onlari gormenizi tavsiye ederim. Ben simdi isimlerini pek hatirlayamiyorum ama oldukca ilginclerdi.

Yiyecek icecek meselesine gelirsek, bence her zamanki kuzey ulkelerine benziyor. Patates ve balikdan baska pek bir yemek cesitleri oldugunu soyleyemem. Bence yine en iyi secim kebabcilara gidip karninizin doydugunu hissetirecek; kebab. Soguk kis doneminde sicak bir kahvede hic fena olmaz, cok ozel kahveleri olmasada yineden bir Coffee House by George'a girip sicak bir mekanda kahvenizi yudumlarken sehri izlemekde ayri bir zevk olabilir. Bence Kopenhagda Almanya etkisi cok fazlaydi. Aslinda tipik bir Alman sehrine cok benziyor bence Kopenhag. Stockholme kiyasla cok daha fazla Alman etkisinde kalmis bir sehir bence. Birde bisiklet meraklarina deginmek lazim, sehirde herkes bisiklet kullanmayi adeta bir gelenek haline getirmis. Her yasdan insan sehir merkezinde bisikletle ulasimini sagliyor, ve sehirde cok fazla bisiklet yolu bulunuyor. Bu ozelliklerinide ayrica cok begendim bence cok guzel bir aliskanlik. Keske Turkiyedede olsa ama nufus farkindan dolayi bu is biraz zor yurur Turkiyede heralde.





Donmuş Göl Üzerinde Kayak

Donmuş göl üzerinde kayak yapma olayını ilk defa Finlandiyada erasmus ögrencisi oldugum zaman görmustum. Aslinda o zaman cok ilginc gelmisti bana, ama biz Türkler olarak donmus gol uzerinde kayak degil, futbol maci yapmistik. O dahada zevkliydi. Kuzey ulkelerinin hemen hemen cogunda sıkca rastlanan gol donmalari kıs aylarinda halk icin adeta bir acik hava eglence merkezine donusuyor. Kaymayı seven ufak buyuk herkes kendisini donmus gollerin uzerinde ativeriyor. Ben hala cekiniyorum, heran sanki buz parcasi kirilacak ve icine dusecekmisim gibi geliyor bana. Sonum titanic filminin sonu gibi olmasinda aman ben almayim

Isveç Kışı

Bu aralar master tezim icin calismaya basladim. Ve havalarda tekrar cok kotu olmaya basladi, tamda artik yaz geliyor yakinda havalar duzelir derken tekrar kar bastirdi. Sabah 7 de uyaniyorum ve aksam 5 de isden cikiyorum. Sabah uyandigimda hava karanlik oluyor ve isden ciktigimdada hala karanlik devam ediyor. Adete karanlikda uyaniyorum ve karanlikda yasiyorum gibi, cok kotu moral bozucu bir hava. Ama bu havada yapilabilecek tek sey var oda bolbol calismak vede spor yapmak. Yoksa depresyona girersiniz. Daha 1,5 yildir Isvecdeyim ama galiba hicbir zaman alisamayacagim bu kara kisa.