Monday, November 2, 2009

Viyana


Atalarimizin kapisina dayanipda, gunlerce feth etmek icin ugrastigi sehir. Avrupanin sert, suratsiz ve kibirli insanlarinin yasadigi ufak yer. Yüzyıllar boyu Habsburg hanedanının yerleşim yeri olan kent, bu süre boyunca Avrupa'nın kültürel ve politik merkezlerinden biri haline gelmiş. Kent Londra, New York ve Paris'ten sonra iki milyon nüfusuyla dünyanın en büyük dördüncü kentiyken, I. Dünya Savaşı sonrasında nüfusunun dörtte birini kaybetmiş. Hala daha Habsburg hanedanının izlerini taşıyan eski kent merkezi ve Schönbrunn Sarayı Avusturya devletinin başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilmiş. Viyana'nın sembolü olan Stefan Kilisesi şehrin merkezinde bulunur ve gayet etkileyicidir, gormenizi tavsiye ederim.


Sehir guzelligi olarak muhtesem bir yer, kesinlikle gorulmesi gereken bir sehir. Oldukca yesil, temiz, sessiz sakin ve duzenli. Insanlarini pek sevmedim ama sehir cok guzel. Yemeklerinden bahsetmek gerekirse en güzel ve ünlü yemekleri Schnitzel leridir. Ama aslinda bu yemeğin köklerinin isviçrede bulunduğu düşünülür. Fransa, Isviçre, Avusturya ve Almanyada farklı variyasyonları vardır. Ben Viyanda denedim ve sizede tavsiye ederim, oldukca lezzetli. Insanlarinin kaba saba tavirlarida olmasa dahada guzel bir sehir olacak aslinda. Viyanalilar irkci ve artis yaklasimlari ile, avrupayi vahsi barbar Turklerlerden biz kurtardik edalariyla beni benden aldilar.Ama egitim seviyesi, yasam kalitesi bakimindan avrupanin en onde gelen sehirlerinden birisidir. Gezilmesi gorulmesi lazim bir sehirdir.

 
 
 
 
 
 

No comments: