Sunday, March 1, 2009

Londra

Buyuk Britanyaki sehirler icerisinde kuskusuz en buyuleci sehirlerden birisi Londradır. Sehere ilk geldiginizde filmlerde gordugunuz siyah renk taxiler, yada Big Ben falan insani cok etkiler. Insanlari oldukca kibardir ve her iki laflarindan birisi Thank You! dur. Bence oldukca guzel bir sey bu denli kibar ve nazik olmak. Sehirde bir cok buyuk sirket bulunmakdatir ve Avrupa Birligi icerisindeki en buyuk is ve finans merkezlerinden birisidir. Toplam nufusu, eger Greater London uda sayarsak 12-13 milyonu bulur. Sehirde hemen hemen her ulkeden insan bulabilirsiniz. Benim duydugum soylentilere gore ortalama 350 farkli dil konusulmakdatir. En buyuk yabanci gocmen sayisina sahip ulkeler; Hindistan, Irlanda, Pakistan, Banglades, Jamaika, Nijerya, Kenya falandir. Turk sayisida oldukca coktur. En önemli turistik mekanları, Parlamento Binası, Tower Bridge, Tower of London, Buckingham Sarayı, Trafalgar Meydanı ve London eye'dır.

Bir futbol sever olarak Arsenal, Chelsea, Fulham, West ham, Tottenham, Charlton Athletic ve Crystal Palace gibi bir cok klube evsahipligi yapan bir sehirde olmak inanilmaz mutluluk verici bir duygu benim icin. Londrada futbol cok daha farkli bir eglence unsuru. Sehirdeki en buyuk tutkulardan birisidir diyebilirim. Ayrica Londra oldukca eglenceli ve yabancilara karsi gayet acik ve pozitif bir yerdir. Benim anladigim kadariyla Ingilterede, devlet yabancilara; "Kardesim tamam, kendi kulturunu yasa ama bizim kulturumuzede saygi duy, ayak uydurmaya calis" modundadir. Bencede gayet mantikli ve olumlu birseydir bu tavir.

Size tavsiyem Londraya ekim, kasim gibi gidin. Son bahar havasinda sehir inanilmaz bir baska guzel oluyor. Cok fazla yabanci insanin, trustin oldugu bir sehirde olacaksiniz o yuzden bence cok eglenceli ve insanlarla iletisim kurmasi cok kolay olur. Eger yurumeyi seviyorsaniz, sehir merkezinda sirt cantanizla bir gun boyunca tur atmanizi oneririm. Ama bence pek sehir merkezinden uzaklasmayin aslinda tehlikelide olabilir.










No comments: